Erkek hegemonyası altındaki toplumlarda kadınlar asırlardır
sindirilmekte.Dayak , işkence , tehdit ve dinsel baskılarla
susturulan kadınların büyük çoğunluğu ise kaderlerine boyun
eğip, susmak zorunda kalıyor.Ataerkil yapı genellikle
kadınların sosyal yaşantılarını , ekonomik bağımsızlıklarını ,
görünüşlerini ve kişiliklerini kafeslemekteyken , kimi zaman da
bazı toplumlarda daha uç örneklerle karşımıza çıkıyor ; kadın
sünneti gibi.Kadın sünneti , küçük yaştaki kızların klitorislerinin
kesilmesiyle cinsel arzuyu engellemeye çalışan ilkel bir yöntem.
Sünnet üç şekilde gerçekleştiriliyor ;
1)Clitoridectomy : Klitorisin tamamının kesilmesi ,
2)Excision : Klitorisle birlikte küçük ve büyük dudakların bir
kısmının kesilmesi ,
3)Infibulation : Klitoris , küçük ve büyük dudakların tamamen
kesilmesi,yalnızca idrar ve menstrual döngünün sağlanması için
küçük bir açıklık bırakılması.Sünnet edilen kadınların büyük
çoğunluğunda 1. ve 2. yöntem uygulanırken , kimi ülkelerde
firavun tarzı diye adlandırılan 3. yöntem de uygulanmakta.
Afrika'nın büyük çoğunluğu, Bileşik Arap Emirliği , Yemen ,
Endonezya , Umman Ve Malezya'da bugün hala daha kadın sünneti
utancı yaşanıyor.Kimi madrabazlarca gelenek olarak nitelendirilen
bu vahşet , küçük yaştaki kızların beyinlerine kadınlığa geçişin
en önemli adımı olarak kazınıyor.Çeşitli törenlerle gerçekleşen
sünnet esnasında daha az çığlık atan kızlar takdir toplarken ,
daha çok çığlık atan kızlar ayıplanıyor.Sünnetli kadınlar
toplumda statü atlarken, sünnetsiz kadınlara fahişe gözüyle
bakılıyor.Kimi ülkelerde ise başlık parasının bedelini belirlemek
için damadın ailesinin sünnet açıklığına önceden bakma hakkı
bulunuyor , sünnet açıklığı dar olan kadınların pahası artıyor.
7-8 yaşlarındaki kızlar kadın olabilmek uğruna bu işkenceye
yüzyıllardır maruz kalıyor.
Milattan önce de varolan bu eziyet , dinlerin ortaya çıkışından
sonra da devam ediyor ve günümüzde de ister tek tanrılı , ister
çok tanrılı dinlere inanan bir çok toplumda gelenek olarak
sürdürülüyor.Kadınların genital bölgeleri kesilirken uyuşturulmuyor,
defalarca kullanılmış steril olmayan bıçaklarla kesiliyor.Bu
durum kadınlarda tetanos , HIV gibi hastalıklara yol açıyor.Ayrıca
kadınlar idrar kaçırma , idrar tutma gibi bir çok sorunla karşı
karşıya kalırken, psikolojik olarak da ömürleri boyunca sürecek
bir yıkımla başa çıkmaya çalışıyorlar.
Kadın sünnetine karşı örgütlenmeler elli yıldan fazla bir
süredir Afrika'nın bilinçli kadınlarınca sürdürülüyor.Birleşmiş
Milletler(UN) ve Dünya Sağlık Örgütü(WHO) her ne kadar bu konuya
kulak tıkasalar da tüm dünyadaki duyarlı insanlar kadın sünnetlerinin
önlenmesi için canla başla mücadele ediyorlar.Ancak dünyadaki
zengin ülkelerin Afrika'ya olan duyarsızlığı , Afrika'nın yaşadığı
açlık ve hastalıklar, ekonomik göstergeleri elinde tutan ve kıtanın
yerüstü - yeraltı kaynaklarına göz diken batılı şirketlerin
tutumu bu konunun unutulmasına sebep oluyor.Birleşmiş Milletler
raporuna göre bugün dünyada 130 milyondan fazla kadın ve kız
çocuğu sünnetli.
Ataerkil yapı toplumların en küçük birimlerinden dahil kazınmadığı
sürece toplumlar bu ve benzeri vahşetleri sürdürmeye devam edecektir.
4 terliksi hayvan:
fon müziği yazıyla birleşince -veya tam tersi- vurucu olmuş satırlar...
çok tanrılı dinlerce söz konusu uygulamanın yaygınlığı konusunda şüpheliyim çünkü çok tanrılı dinlerin yapısında anaerkillik vardır. dolayısıyla kadının ve dolayısıyla kadın cinselliğinin kutsallığı tartışılmaz bile...
malesef ne tek tanrılı dinlerde ne de çok tanrılı dinlerde söz konusu kadın sünneti olunca bir fark olmuyor
Zana Muhsen'in "Annemi Bir Daha Görebilsem" adlı kitabını okumalısınız.Bu mevzudan da bahseden bir eser.
Hayırlı günler...
Yorum Gönder
Terliksi hayvanlar , birleşin !!...